geçen hafta küçük bir yavru kedi , 6 aylık falan, bizim evde yaşaması gerektiğine karar verdi. sanıyorum hamileydi ve yardıma ihtiyacı vardı.
geldiğimde balkondaydı ve sarı ile birbilerine bakıyorlar ve miyavlıyorlardı. balkonda ona biraz sarı'nın mamalarında ve temiz su verdim. sonra çok üşümüştür diye bir kutuyu kapattım ve içine eski bir hırkamı koyup, kutunun ön kısmından bir delik açtım. çok tatlıydı. girdi hemen kutunun içine, hiç garipsemedi. girer girmez gurrrr , gurrrrr sesleri çıkartmaya başladı. tabi sarı izliyor durumları. istemedi onu. hıslamaya falan başladı. bu arada bir karambolde sarı balkona kaçtı, onu içeriye alayım derken bu içeriye girdi, sarı bunu içeride görünce kendisini bırakmam için ellerimi parçaladı falan , filan...
neyse kolibasili the gerçek geldi ve kedinin hemen kutusuyla birlikte dışarıda bir yere bırakılması gerektiğine karar verdi. haklı. eldivenleri giydim. ktusunun içinde onu sokağa bıraktım. eve döndüm beş dakika sonra o yine balkondaydı. kendisini içeri almamız ve bakmamız mümkün değil ama o da çok ısrarcı. yapacak birşey yok, perdeleri çekip ilgilenmiyor numarası yapmaktan başka. balkonda uyudu, sabah saat 7 ye kadar kah miyavladı, kah uyudu ama bizim balkondaydı ve ben gözümü bile kırpamadım. çektiğim acıyı ve vicdan azabını burada anlatamam. kafamda evren ve hayvanlar ve insanlar ve adalet ve bir sürü şey dolandı durdu, kendimi çok acımasız ve kötü hissettim. bir arkadaşıma bunları anlattığımda "bazen karşındakinin yaşadığı acıdan daha büyük olabiliyor sana farkında olmadan yaşattığı acı" dedi. doğru.
05 Nisan 2006
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder