07 Mart 2006

aslında bu konuda neler yazmak istediğimi biliyor ama bir takım kanunları çiğnememek adına bunları yazamıyorum.

çocukluğumun kabusu, karabasanı kenan evren televizyondaydı. abbas güçlü, kanal d'de genç bakış diye bir programa bu insanı çıkarmış ve tabi karşısına da muğla üniversitesinden öğrencileri oturtmuştu.

biraz izlemeye çalışıyorum, protestolar olacak falan biraz rahatlayacağım diye düşünüyorum. oysa süper insan orada oturuyor ve hani gülerek falan bize yaptıklarını anlatıyor. yok canım o kadar asmadık diyor falan. asmayıpta besleyelim mi tavrında hiçbir değişiklik yok yani.

üniversite öğrencileri de bu tontoş, hafif titreyerek konuşan, zaman zaman espriler yapan ihtiyarı alkışlıyorlar. düşünüyorum, e bu çocukların anne babası anlatmadı mı bu ihtiyarın bize neler yaptığını? yani bu çocuklar bilmiyor mu? biz asla medeniyet yolunda bir mesafe kaydedemeyiz, gelecek nesillerle tecrübelerimizi paylaşmıyoruz, acılarımızı ve mutlu zamanlarımızı onlara anlatmıyoruz. asla kendimiz ders almıyor ve öğrenmiyoruz. sadece atlatıyoruz. atlatmak konusunda uzmanız biz. atlattık mı ohhhhh, bizden iyisi yok. çocuklarımıza da bunu öğretiyoruz. atlat...

abbas güçlü paşam paşam dedikçe ihtiyar eski zamanlarındaki iktidarını hatırlayıp daha da kasılıyor, açıldıkça açılıyor, sempatikleştikçe sempatikleşiyor.

sanki kendisi ve kendi ekibi değil beni çocukluğumda yanlız bırakan, dışarı bile çıkartmayan, rüyalarıma giren işkencehanelerden sorumlu olan onlar değil sanki, her gece yatarken simdi acaba kime cop sokuyorlar, şimdi acaba kime tecavüz ediyorlar, şimdi acaba kimin sırtında yaralar açıp , sigara söndürdüler ve tuz bastılar, kime kızının , oğlunun önünde tecavüz ettiler diye beni yatağa kilitleyen ve ağlatan ve korkutan onlar değil.

hep kendimi görüyorum bu sahnelerde, tecavüz edilen, dövülen, tecavüzü izleyen hep benim. karanlık zindanlar görüyorum sonra, bağırıyorsun kimse duymuyor seni, annen ve baban duyuyor ama onlarda ulaşamıyorlar sana. yorganı çekiyorum tepeme kadar olmuyor, uyumaya çalışıyorum olmuyor, olmuyor, olmuyor. korkularıma hapsettiler beni yıllarca. ihtiyar konuşuyor hala, sanki koca bir toplumun üzerinden geçen onlar değil gibi, yaptıklarını da espriyle anlatıyor. ey ihtiyar sana sesleniyorum. GÜLMÜYORUM ve AFFETMİYECEĞİM.

Hiç yorum yok: