23 Kasım 2007
cimcöz derini
16 Kasım 2007
08 Kasım 2007
dört tombalak
bu sıpalarla bu yaz tatilde çakıştık, o plastik borunun içine büyütmüş annesi. dışarıdan bir tehlike geldiği anda, hooop plastik borunun içine, tren misali. çok çok güzellerdi, anne vahşiydi biraz, yemek ve su verirken bile beni yırttı, ısırdı ama olsun arkasını döndüğü anda bu sıpaların göbeğine dokunmamı engelleyemedi. tüm günleri videodaki gibi anneleriyle ve diğer kardeşleriyle tepişerek ve bunun dışında kalan zamanlarda uyuyarak geçiyordu. başka videolarda var. bir ara yükleyeceğim.
04 Eylül 2007
küba, devrim müzesi
06 Ağustos 2007
yine, yeniden küba
03 Ağustos 2007
işte bu
yine sarıyla bir ara
27 Temmuz 2007
11 Temmuz 2007
havana, unesco tarafından dünya mirası listesine alınmış. dünya mirası listesinde olmasının kriteri ise ;
iv) to be an outstanding example of a type of building, architectural or technological ensemble or landscape which illustrates (a) significant stage(s) in human history;
v) to be an outstanding example of a traditional human settlement, land-use, or sea-use which is representative of a culture (or cultures), or human interaction with the environment especially when it has become vulnerable under the impact of irreversible change;
http://whc.unesco.org/en/list/204/
acayip bir yer diyorum.
09 Temmuz 2007
03 Temmuz 2007
ester'in evi
burası ise bekleme odası, koridor gibi... gelenlerle burada görüşüyor ester.
yine salon;
02 Temmuz 2007
27 Haziran 2007
26 Haziran 2007
küba devam
biz küba'ya akşam vardık, sabah ilk işimiz gidip motosiklet kiralayıp, etrafı gezmek oldu. hava nasıl güzel, güneşli, sıcak, açık. havana merkezden epey uzaklaşmışız, karşımıza bir plaj çıkmış, girilmezmi denize. bir heves kumlara koştuk, ben çantadan havluyu çıkarıp kumun üzerine sarana kadar hava bir anda yandaki fotoğraftaki gibi oldu, yağdı, yağdı, durmak bilmedi, biraz gerildim tabi ben, nasıl döneceğiz havana'ya diye, fakat sonra bir cesaret yola çıktık. oooooo herkes yollarda, yürüyen, motorsikletle dolaşan, yağmurda yıkanan. önyargılar bizi kilitliyor, yağmur ya, sorun var demektir, yok öyle birşey aslında, bizim bildiğimiz yağmur değil zaten, sıcak fırtına, ama sorun yaratmıyor emin olun, hatta biraz alışınca keyfi bile çıkıyor.
06 Haziran 2007
05 Haziran 2007
küba'da çocuk olmak
yazılardan biri bir blogtan. sisteki goriller. meltem'in bugün yazmış olduğu hiç kimse olmak başlıklı yazısı. sorduğu sorunun cevabını bilmiyorum ama insanoğlunun ne kadar acımasız olduğunu biliyorum. ben bilgisayarımın karşısında birşeyler atıştırırken birileri açlıktan ölüyor. ben kedi yavrularıyla uğraşırken, daha hayatlarının başında çocuklar yaşamdan koparılıyor. zalim kelimesi insanı tanımlıyor.
ikincisi ise küba dostluk derneği tarafından çevrilmis granma international'dan alınmış "küba dünya çocuk günü" konulu bir yazı. yazıyı merak edenler için aşağıda yayınlayacağım. önce küba'da çocuk olmak üzerine birşeyler söylemek istedim.
bilirsiniz türkiye'de çocuklar anne babasının kanatları altında ve çocuk olarak yetiştirilir. hatta anne babalar öylesine abartırlar ki bunu, eşşek kadar olur çocuk hala sığınmak ister, hala sorumluluk alamaz. böylece kendi yönlerini, yollarını çizecek gücü kendilerinde bulamayacak şekilde büyür ve neredeyse öyle de ölürler insanlarımızın çoğu.
Küba’nın Ayrıcalık Sahipleri: Çocuklar
(Granma Internacional)
Dünyanın pek çok köşesinde çocuk olmak bir ayrıcalık sayılmaz ama bugün Küba'da gelinen noktada, her çocuğun doğumundan itibaren tüm temel haklarına sahip olması gibi bir ayrıcalık vardır.
Bu tür ayrıcalıklar her yıl daha çok Kübalı ufaklığın diğer uluslarda pek de hatırlanmayan ve bu alanda bir ilgisizlikle karşılanan 1 Haziran’da Uluslar arası Çocuk Günü’nü kutlamasına yeter sebebi oluşturuyor.
1925 yılının Ağustos ayında 54 ülkeden temsilci İsviçre’nin Cenevre şehrinde biraraya gelerek Uluslar arası Çocuk Mutluluğu Konferansı’na katıldı ve çocukların korunması ile ilgili bir Cenevre Deklarasyonu yayınladı.
Böylece tüm katılımcı ülkelerde, çocukların sosyal ve psikolojik olarak her türlü imkandan faydalanması, daha iyi fırsatlara sahip olması ve onlar için tehlikeli olacak yerlerde ve ayrıca zorunlu olarak hiçbir yerde çalıştırılmaması zorunlu hale geldi.
Bu konferanstan sonra farklı ülkelerin hükümetleri Uluslar arası Çocuk Günü’nü 2. Dünya Savaşı ve diğer savaşlarda hayatını kaybeden çocuklara adayarak kutlama kararı aldı.
Küba’da çocuklar; okullarına, farklı fiziksel kapasitelerine veya özel bakım gerektiren hastalıklarına bakılmaksızın eşit bir şekilde oyunlarıyla, aldıkları sağlık hizmetleriyle bu günü tüm mutluluklarıyla kutluyorlar.
Onları başka ülkelerdeki benzerlerinden ayıran şeylerden bazıları; özgürce sosyal hayata katılımları, doğmadan önce ve doğduktan sonra aldıkları bakım, oldukları 13 faklı aşı, pek çok tehlikeli hastalığa karşı aldıkları koruyucu hekimlik hizmeti, kendi örgütleri ve toplantıları olarak sıralanabilir.
Kübalı çocuklar emek sömürüsünden, hayat kadınlığından, insan trafiğinden, dilencilikten ve pazar ekonomisinin görüldüğü ülkelerdeki diğer tür şiddet olaylarından çok uzakta yaşıyorlar.
Onların yasalarla korunan hakları ile doğmuş ve büyümüş olmaları, Küba devriminin 1959’dan beri sosyal gelişim programlarının hedefi ve en kötü ekonomik kriz dönemelerinde bile bu hedeften bir sapma olmadı.
Bu yılın çocuk gününde Küba için, günün uluslar arası öneminin yanı sıra enerji kaynağı olarak kullanacak gıda maddelerinin insanlığın elinden alınarak bu tehditin ortadan kalkması açısından da bir önemi var.
Birleşmiş Milletler kaynakları, durumu yeryüzünde her dakikada tıbbi bakımın sağlanamamasından ve açlıktan 16 çocuğun öldüğü gibi bilgileri akılları durduran rakamlarla açıklıyor.
Bunun tam tersi olarak Küba, nerdeyse yarım yüzyıldır sürdürülen ABD ablukasının dayattığı ekonomik, finansal ve ticari pek çok zorlukla başa çıkıyor olsa da her 1000 doğumda 5,6 olmak üzere Dünya'nın en düşük bebek ölüm oranına sahip ülkeler arasında yer alıyor.
Kübalı çocuklar bu günü gerçek bir farklılıklar yaşadılar.
Her okulda kutlamalar, etkinlikler, gösteriler ve okul dışı faaliyetler gerçekleştirdi ve bir grup öncü (birinci ve ikinci kademe eğitim alan öğrenciler) kendi tecrübelerini ve kendi haklarını Internet vasıtasıyla diğerleriyle değişme imkanı buldu.
Hayatlarında hiç okula gitmemiş ve yoksulluk içinde yaşayan insan sayısının 140 milyonu bulduğu gezegenimizde bu seçenekler bazılarınca görmezden geliniyor.
Bu da bize gösteriyor ki 1989 yılında kabul edilmiş olan çocuk korumasının evrensel normlarını ve yasalarla bunun korunmasını sağlayan Çocuk Hakları Konvansiyonu’na karşı hala sağır olan kulaklar ve kapalı olan zihinler var.
22 Mayıs 2007
yaşamımın şeyi
bunları gördüğümde hissettiğim şey benim yaşamım aslında, o şey için yaşıyorum, o şeyi önemsiyor ve seviyorum. o şey benim.