26 Temmuz 2006

sonunda tatile gidiyoruz.

hala sarı'yı ne yapacağımıza karar veremedik. çözemiyoruz bu işi.

4 tane daha kedi yavrusu buldum. anneside bir yavru aslında. 8 aylıkken falan hamile kalmış sanırım. yani çok bilmiyor yavrulara bakmayı falan. neyse ben hepsine bakıyorum. tatile giderkende yan apartmanda çok tatlı bir kadın var. ona bırakacağım emanetleri.

ya bu sarı ne olacak?

bir kılıca sahip olmak isterim. hattori hanzo gibi büyük ustanın elinden çıkmış bir kılıca.

bir köpek fotosu buldum. göbüşünde yatmak istedim.

johnny depp yine çıktı karşıma. düğüm çözülmüyor hernedense.

sarıyı götüreceğim sanırım.

12 Temmuz 2006

gece, uyuyorum,uyuyoruz sarı ve ben , kolibasili the gerçek seyahatte, televizyon açık yatıyorum çoğunlukla, bir an gözlerimi açtım ekranda donmuş bir kare, ekranda mı, evin ortasında mı belli değil. deliye döndüm. karşımda bir yüz var, insan yüzü, ama hiçbir uzvu yerli yerinde değil, hatta bazı uzuvları yok, bazıları ise inanılmaz deforme olmuş. gerçeklikten çok uzak ama yine de gerçek olduğunu bildiğimden olsa gerek çok korkutucu... ağız yok, onun yerine yuvarlak, hortumu andırır bir şey, gözler hiç yok, oyuk bile yok, kapalı, dikilmiş gibi, burun yok, delik var sadece, anlatılabilecek gibi değildi, anlatmaya çalışmam boşuna...

ne kadar zor hayatlar var aslında, gece hiç aklımdan gitmedi o yüz ve yaşadığını düşündüğüm hayat...

07 Temmuz 2006

her gün birbirine benziyor, aynı tatsız tuzsuz şekilde akıp geçiyor. sözün kısası, fazla merak uyandırmadan söyleyelim; yazmadığım günlerde çok büyük bir değişiklik, gelişme olmadı.

tatile gideceğiz, sarı'yı ne yapacağız sorusunu çalışıyorum , günde 36 kez.

denize girmek istiyorum, denizde kalmak istiyorum.

tatile gideceğiz, sarı kendi kendine kalsın diyorum, günde 72 kez(sayılar tutmuyor biliyorum) yanımızda götüreceğiz sanırım.

fikir olarak canlandırabilmek kadar, projeleri bir film gibi kafanda canlandırıp, görebilmek, yani projeye bakabilmek çok önemli ve çok zor, onu farkettim.

ya bu sarı ne olacak?

otostopçunun galaksi rehber'i kitabını yeniden okuyorum. bir dünyalı olarak devamlı ihtiyaç duyduğum kitap haline geldiğini söyleyebilirim.

ya 15 gün bu hayvan bizi görmezse üzülür ya...

kafamdan 269 tane cümle geçtiği halde sadece bu zavallılar kontrol mekanizmasından kaçabiliyorlar. onlara iyi davranınız, kazandıkları bu başarıyı küçümsemeyiniz.